11 Kasım 2010 Perşembe

RESİM






Her gün,

Enginlerden engin,

Yücelerden yüce

Bir duygu sarar bizi,

Bu sınıfa girince.

Yanda, bir uçtan bir uca

Mavi deniz,

Odanın içinde güneşleri bulunca

Isınırız.

Enginlerin engini deniz olsa

Deniz ufak!

Yücelerin yücesi güneş olsa

Güneş küçük!

İlk günü gördük, nerden geldi:

Duvardaydı

Denizleri, güneşleri

Küçülten büyüklük.

Kürsünün üstünde bir resim:

Gözleri denizlerden mavi

Bakışları güneşlerden sıcak,

Dört mevsim

Kürsünün üstünde:

Atatürk'ün arkasında al bayrak,

Kollarını kavuşturmuş göğsünde.

Bu resimle başlar bizim günümüz,

Karşımızda Atatürk'ü gördükçe,

Kıvançla dolar, taşar gönlümüz.



Öğretmenimizin kürsüde

Verdiği dersi

Dinler bizimle birlikte

Atatürk'ün resmi.

Çalışkanız, çünkü,

Çalışınca

Bakarız, Atatürk güldü.

Bir yanlışlık yapsak

Bulutlanır gözleri,

Anlarız, Atatürk üzüldü.

Gelsek kürsünün dibine

Görür bizi

Eğilince.

Kalksak, gitsek gerilere,

Otursak arkalarda;

Başımızı kaldırmadan duyarız

Atatürk orada.

Öteki odalarda

Başka başka resimleri Ata'mın.

Atatürk'üm, artık ömrüm oldukça

Bu resimle karşımdasın!

Yok hiç birinde

Bundaki tılsım,

Değişen çizgilerle

Canlı gibi bu resim.



Öyle canlı ki, sanırım,

Ben de bir gün okulu bitirince

Uzanan ellerinle

Okşanacak sırtım.

Öyle canlı ki, sanırım,

Karanlık bile olsa

Serpeceğin ışıkla

Aydınlanır yollarım.

Tıpkı sınıftaki gibi,

Yapacağım bir işte

Bu resmindir rehberim

Kötülüğe uzanırsam

Çat kaşlarını,

Tutulsun ellerim.

Tıpkı sınıftaki gibi,

Bütün ömrüm boyunca

Yaptığım bir işte

İyi, doğru oldumsa

Sevincini belli et,

Gülümse!

Yaprak yaprak dökülürken önümde

Her yıl, dört mevsim;

Sınıflar içinde yalnız bu sınıf,

Resimler içinde yalnız bu resim!



Behçet NECATİGİL

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts with Thumbnails