30 Ağustos 2010 Pazartesi

ZAFER BAYRAMI

20 Ağustos 2010 Cuma

KUMAŞTAN PASTA YAPIMI

15 Ağustos 2010 Pazar

BARDAKTAN HEDİYE KUTUSU YAPMA






5 Ağustos 2010 Perşembe

ESKİ DEĞERLENDİRME


Evdeki küçük oyuncakları değerlendirip onları çeşitli amaçlar için kullanabiliriz.

HELLO KITTY







Papyon ve kulaklar hazır.



düğmelerle gözleri yapıyoruz.





Karanfil buketinden HELLO KITY yapmaya ne dersiniz?


ATATÜRK

ELLİNCİ YIL MARŞI

MÜJDELER VAR YURDUMUN TOPRAĞINA TAŞINA;


ERDİ CUMHURİYETİM ELLİ ŞEREF YAŞINA!

BU RÜZGÂRLA ŞAHLANMIŞ DALGA DALGA BAYRAĞIM.

BAŞKA BİR TUĞ YARAŞMAZ TÜRK'ÜN ÖZGÜR BAŞINA.



CUMHURİYET; ÖZGÜRLÜK, İNSANCA VARLIK YOLU,

ATATÜRK'ÜN ÇİZDİĞİ ÇAĞDAŞ UYGARLIK YOLU..



YILLARI BİR ÇIĞ GİBİ AŞARAK HAFTA HAFTA,

KOŞUYORUZ ÇIĞ GİBİ KADIN - ERKEK BİR SAFTA...

ELİMİZDE MEŞALE; İLKE İLKE ATATÜRK,

IŞIKLARLA DONATTIK ÜLKEYİ HER TARAFTA...



CUMHURİYET; ÖZGÜRLÜK, İNSANCA VARLIK YOLU,

ATATÜRK'ÜN ÇİZDİĞİ ÇAĞDAŞ UYGARLIK YOLU..



AYNI KANDAN FEYZ ALIR BUNCA TOPRAK, BUNCA TAŞ..

KILIÇ TUTAN BİLEKLER, VERDİ SABANLA SAVAŞ.

TEKNİĞİN DEV NABZINDA HER ADIM, HER DAKİKA,

ÇARKLARDA AYNI TEMPO, YÜREKLERDE AYNI MARŞ..



CUMHURİYET; ÖZGÜRLÜK, İNSANCA VARLIK YOLU,

ATATÜRK'ÜN ÇİZDİĞİ ÇAĞDAŞ UYGARLIK YOLU..



BİZ YÜREKTEN BAĞLIYIZ ELLİ YILDIR BU YOLA,

"YURTTA BARIŞ" İLK HEDEF, "CİHANDA SULH" PAROLA!

KOPARAMAZ HİÇ BİR GÜÇ BİZİ MİLLİ BİRLİKTEN;

ATAMIZIN İZİNDE KOŞUYORUZ KOL KOLA..



CUMHURİYET; ÖZGÜRLÜK, İNSANCA VARLIK YOLU,

ATATÜRK'ÜN ÇİZDİĞİ ÇAĞDAŞ UYGARLIK YOLU..



YAŞASIN HÜR ULUSUM! SOYLU GENCİM, BENLİĞİM!

YAŞASIN ŞANLI ORDUM, SARSILMAZ GÜVENLİĞİM!

ERSİN ELLİ YILLARIM NİCE MUTLU ÇAĞLARA;

ÖRNEK OLSUN CİHANA DEVLETİM, DÜZENLİĞİM!..



CUMHURİYET; ÖZGÜRLÜK, İNSANCA VARLIK YOLU,

ATATÜRK'ÜN ÇİZDİĞİ ÇAĞDAŞ UYGARLIK YOLU..



- Bekir Sıtkı Erdoğan

ONUNCU YIL MARŞI

ÇIKTIK AÇIK ALINLA ON YILDA HER SAVAŞTAN,


ON YILDA ONBEŞ MİLYON GENÇ YARATTIK HER YAŞTAN;

BAŞTA BÜTÜN DÜNYANIN SAYDIĞI BAŞKUMANDAN;

DEMİR AĞLARLA ÖRDÜK ANAYURDU DÖRT BAŞTAN.



TÜRK'ÜZ, CUMHURİYETİN GÖĞSÜMÜZ TUNÇ SİPERİ,

TÜRK'E DURMAK YARAŞMAZ, TÜRK ÖNDE, TÜRK İLERİ!



BİR HIZLA KÖTÜLÜĞÜ GERİLİĞİ BOĞARIZ;

KARANLIĞIN ÜSTÜNE GÜNEŞ GİBİ DOĞARIZ.

TÜRK'ÜZ BÜTÜN BAŞLARDAN ÜSTÜN OLAN BAŞLARIZ;

TARİHTEN ÖNCE VARDIK, TARİHTEN SONRA VARIZ.



TÜRK'ÜZ CUMHURİYETİN GÖĞSÜMÜZ TUNÇ SİPERİ,

TÜRK'E DURMAK YARAŞMAZ, TÜRK ÖNDE, TÜRK İLERİ!



ÇİZEREK KANIMIZLA ÖZ YURDUN HARTASINI,

DİNDİRDİK MEMLEKETİN YILLAR SÜREN YASINI.

BÜTÜNLEDİK HER YÖNDEN İSTİKLÂL KAVGASINI;

BÜTÜN DÜNYA ÖĞRENDİ TÜRKLÜĞÜ SAYMASINI.



TÜRK'ÜZ CUMHURİYETİN GÖĞSÜMÜZ TUNÇ SİPERİ,

TÜRK'E DURMAK YARAŞMAZ, TÜRK ÖNDE, TÜRK İLERİ!

ÖRNEKTİR ULUSLARA AÇTIĞIMIZ YENİ İZ;

İMTİYAZSIZ, SINIFSIZ KAYNAŞMIŞ BİR KİTLEYİZ.

UYDUK GÖRÜŞTE BİLGİ, GİDİŞTE ÜLKÜYE BİZ;

TERSİNE DÖNSE DÜNYA YOLUMUZDAN DÖNMEYİZ.



TÜRK'ÜZ CUMHURİYETİN GÖĞSÜMÜZ TUNÇ SİPERİ,

TÜRK'E DURMAK YARAŞMAZ, TÜRK ÖNDE, TÜRK İLERİ!



- F. Nafiz Çamlıbel - B. Kemal Çağlar

Küçük kurbağa

Küçük kurbağa, küçük kurbağa, kulağın nerede ?

 Kulağım yok kulağım yok yüzerim derede

 Ku vak vak vak ku vak vak vak kuvak kuvak kuvak

 Ku vak vak vak ku vak vak vak kuvak kuvak kuvak










Küçük kurbağa, küçük kurbağa, kuyruğun nerede ?

 Kuyruğum yok kuyruğum yok yüzerim derede

Ku vak vak vak ku vak vak vak kuvak kuvak kuvak

 Ku vak vak vak ku vak vak vak kuvak kuvak kuvak




Küçük kurbağa, küçük kurbağa, yelkenin nerede ?

 Yelkenim yok yelkenim yok yüzerim derede

 Ku vak vak vak ku vak vak vak kuvak kuvak kuvak

 Ku vak vak vak ku vak vak vak kuvak kuvak kuvak

 Küçük kurbağa, küçük kurbağa, gözlerin nerede ?

 Gözlerim yok gözlerim yok yüzerim derede

 Ku vak vak vak ku vak vak vak kuvak kuvak kuvak

 Ku vak vak vak ku vak vak vak kuvak kuvak kuvak

Dağlar ardında bir orman varmış

Dağlar ardında bir orman varmış

 Orda bütün hayvanlar

 Mutlu yaşarmış

Bir insan gelmiş

 Çok da zalimmiş

Vurmuş bir bir onları

 Kesmiş ormanı

 Yağmur yağmamış

 Güneş doğmamış

 O zalimin sonunu gören olmamış

SELMA


GENÇLİK MARŞI (DAĞ BAŞINI DUMAN ALMIŞ,)


DAĞ BAŞINI DUMAN ALMIŞ,


GÜMÜŞ DERE DURMAZ AKAR.

GÜNEŞ UFUKTAN ŞİMDİ DOĞAR,

YÜRÜYELİM ARKADAŞLAR.



SESİMİZİ YER, GÖK, SU DİNLESİN,

SERT ADIMLARLA HER YER İNLESİN.



BU GÖK, DENİZ NEREDE VAR,

NEREDE BU DAĞLAR TAŞLAR.

BU AĞAÇLAR, GÜZEL KUŞLAR.

YÜRÜYELİM ARKADAŞLAR.



SESİMİZİ YER, GÖK, SU DİNLESİN,

SERT ADIMLARLA HER YER İNLESİN.



YÜRÜYELİM ARKADAŞLAR.

HER GECEYİ GÜNEŞ BOĞAR

ÜLKEMİZİN GÜNÜ DOĞAR,

YOL UZUN DA OLSA NE VAR,



SESİMİZİ YER, GÖK, SU DİNLESİN,

SERT ADIMLARLA HER YER İNLESİN.



- Ali Ulvi Elöve -

ERKEN YATARIM

Erken yatarım, erken kalkarım

Bir yumurtayı sütle çalkarım

Kızarmış ekmek, biraz da peynir

Aman efendim, ne güzel yenir

BİR GÜN BİR KÜÇÜK ÇOCUK

Bir gün bir gün bir çocuk

 Evine de gitmiş kimse yok

 Açmış bakmış dolabı

 Şeker de sanmış ilacı

Yemiş yemiş bitirmiş

Akşama başlamış sancı

Kıvrım kıvrım kıvranmış

 Yaptığından utanmış

İSTİKLÂL SAVAŞININ EN BÜYÜK KAHRAMANI

İSTİKLÂL SAVAŞININ
EN BÜYÜK KAHRAMANI,

EMANET ETTİN BANA

KURTARDIĞIN VATANI.



YOLUNDA YÜRÜYORUM,

BAĞLIYIM DEVRİMLERE,

HER GÜN TÜRK'ÜM DİYORUM

GÖĞSÜMÜ GERE GERE.



ATATÜRK'ÜM ÖNDERİM

NABZIMDA ATIYORSUN,

SULH SEVER BİR DÜNYANIN

KALBİNDE YATIYORSUN.



YURDA, CUMHURİYETE

KİMSE EL UZATAMAZ,

BU İNANCI İÇİMDEN

HİÇ BİR KUVVET ATAMAZ.



SESİNİ DUYUYORUM,

GÖNÜLLER BAĞLI SANA,

SENİN EVLADIN OLMAK

GURUR VERİYOR BANA.



ATATÜRK'ÜM ÖNDERİM

NABZIMDA ATIYORSUN,

SULH SEVER BİR DÜNYANIN

KALBİNDE YATIYORSUN.



- Münir Ceyhan -

ATATÜRK ÖLMEDİ

ATATÜRK ÖLMEDİ,



YÜREĞİMDE YAŞIYOR,

UYGARLIK SAVAŞINDA

BAYRAĞI O TAŞIYOR.

HER GÜCÜ O AŞIYOR.



TÜRKLÜĞE GÜÇ VEREN

DEVRİMLER SENİN,

YURDUMA ÇİZDİĞİN

AYDIN YOL SENİN.



GENÇLİK SENİN,

SEN GENÇLİĞİNSİN,

ÖLMEDİN ÖLEMEZSİN,

ÖLMEDİN ÖLEMEZSİN.



- Erdoğan Oryay

İSTİKLAL MARŞI








KAHRAMAN ORDUMUZA -




KORKMA! SÖNMEZ BU ŞAFAKLARDA YÜZEN AL SANCAK;

SÖNMEDEN YURDUMUN ÜSTÜNDE TÜTEN EN SON OCAK.

O, BENİM MİLLETİMİN YILDIZIDIR, PARLAYACAK,

O BENİMDİR, O BENİM MİLLETİMİNDİR ANCAK!



ÇATMA, KURBAN OLAYIM, ÇEHRENİ EY NAZLI HİLÂL,

KAHRAMAN IRKIMA BİR GÜL! NE BU ŞİDDET BU CELÂL?

SANA OLMAZ, DÖKÜLEN KANLARIMIZ SONRA HELÂL.

HAKKIDIR, HAKK'A TAPAN MİLLETİMİN İSTİKLÂL.



BEN EZELDEN BERİDİR HÜR YAŞADIM, HÜR YAŞARIM.

HANGİ ÇILGIN, BANA ZİNCİR VURACAKMIŞ? ŞAŞARIM.

KÜKREMİŞ SEL GİBİYİM, BENDİMİ ÇİĞNER, AŞARIM.

YIRTARIM DAĞLARI, ENGİNLERE SIĞMAM, TAŞARIM.



GARB'IN ÂFÂKINI SARMIŞSA ÇELİK ZIRHLI DUVAR;

BENİM İMAN DOLU GÖĞSÜM GİBİ, SERHADDİM VAR,

ULUSUN, KORKMA!... NASIL BÖYLE BİR İMANI BOĞAR,

"MEDENİYET" DEDİĞİN TEK DİŞİ KALMIŞ CANAVAR?



ARKADAŞ, YURDUMA ALÇAKLARI UĞRATMA, SAKIN!

SİPER ET GÖVDENİ, DURSUN BU HAYÂSIZCA AKIN.

DOĞACAKTIR SANA VA'DETTİĞİN GÜNLER HAKKIN...

KİM BİLİR, BELKİ YARIN, BELKİ YARINDAN DA YAKIN!



BASTIĞIN YERLERİ "TOPRAK" DİYEREK GEÇME, TANI..

DÜŞÜN ALTINDAKİ BİNLERCE KEFENSİZ YATANI...

SEN ŞEHİT OĞLUSUN, İNCİTME, YAZIKTIR ATANI,

VERME, DÜNYALARI ALSAN DA BU CENNET VATANI...



KİM BU CENNET VATANIN UĞRUNA OLMAZ Kİ FEDÂ?

ŞÜHEDA FIŞKIRACAK, TOPRAĞI SIKSAN, ŞÜHEDA.

CÂNI, CÂNÂNI, BÜTÜN VARIMI ALSIN DA HÜDA,

ETMESİN TEK VATANIMDAN BENİ DÜNYADA CUDA.



RUHUMUN SENDEN İLAHİ, ŞUDUR ANCAK EMELİ:

DEĞMESİN MA'BEDİMİN GÖĞSÜNE NA-MAHREM ELİ.

BU EZANLAR - Kİ ŞAHÂDETLERİ DİNİN TEMELİ -

EBEDİ YURDUMUN ÜSTÜNDE BENİM İNLEMELİ.



O ZAMAN VECD İLE BİN SECDE EDER - VARSA - TAŞIM;

HER CERîHAMDAN, İLAHî, BOŞANIP KANLI YAŞIM.

FIŞKIRIR, RÛH-U MÜCERRET GİBİ YERDEN NA'ŞIM!

O ZAMAN YÜKSELEREK ARŞA DEĞER BELKİ BAŞIM!



DALGALAN SEN DE ŞAFAKLAR GİBİ EY ŞANLI HİLÂL!

OLSUN ARTIK DÖKÜLEN KANLARIMIN HEPSİ HELAL!

EBEDİYEN SANA YOK, IRKIMA YOK İZMİHLAL!

HAKKIDIR, HÜR YAŞAMIŞ BAYRAĞIMIN HÜRRİYET;

HAKKIDIR, HAKK'A TAPAN MİLLETİMİN İSTİKLÂL.



Mehmet Âkif Ersoy

TBMM'ce Kabulü: 12 Mart 1921

HOŞ GELİŞLER OLA !


Hoş gelişler ola


Mustafa Kemal Paşa

Askerin milletin bayrağınla çok yaşa



Arş arş arş ileri ileri

Arş ileri marş ileri

Dönmez geri Türk'ün askeri

Sağdan sola

soldan sağa

Al da bayrağın düşman üstüne



Cephede süngüler ayna gibi parlıyor

Azeri Türkleri bayrak açmış bekliyor



Arş arş arş ileri ileri

Arş ileri marş ileri

Dönmez geri Türk'ün askeri

Sağdan sola soldan sağa

Al da bayrağın düşman üstüne



Parlayan yıldızın alemi tenvir eder

Cumhuriyet bayrağı semalar içre süzer



Arş arş arş ileri ileri

Arş ileri marş ileri

Dönmez geri Türk'ün askeri

Sağdan sola soldan sağa

Al da bayrağın düşman üstüne



Kaynak: Yöre Ekibi

Yöre: Kars

İLERİ MARŞI

Yürü, bu yol şeref, zafer yolu.

Karşında bekliyor seni tanyeri.

Yürü, atıl, devir karanlığı.

Durma yürü, haydi ileri!


Varsın gel desin sana,

Yeşil gölgeli çamlar,

Ninni fısıldayan dereler

,Şen nağmeler, gülen bir bahar.


Hayır, sakın yolunda kalma sen.

Dağlar yıkan gücünle sars her yeri.

Atam diyor, öğün çalış güven.

Durma yürü, haydi ileri!

BESTE:Faik CANSELEN

ATATÜRK MARŞI(İstiklal Savaşı'nın en büyük kahramanı)


İstiklal Savaşı'nın


En büyük kahramanı

Emanet ettin bana

Kurtardiğın vatanı.



Yolunda yürüyorum,

Bağlıyım devrimlere,

Her gün Türk'üm diyorum

Göğsümü gere gere.



Atatürk'üm önderim

Nabzımda atıyorsun,

Sulh sever bir dünyanın

Kalbinde yatıyorsun.



Yurda, Cumhuriyete

Kimse el uzatamaz,

Bu inancı içimden

Hiçbir kuvvet atamaz.



Sesini duyuyorum,

Gönüller bağlı sana,

Senin evladın olmak

Gurur veriyor bana.



Atatürk'üm önderim

Nabzımda atıyorsun,

Sulh sever bİr dünyanın

Kalbinde yatıyorsun

İSTİKLAL GÜNEŞ GİBİ

İstiklal güneş gibi


Hür alnımda parıldar

Nabzımda ateş gibi

Fatihlerden bir kan var



Atam sen rahat uyu

Yolcusuyuz biz hürriyetin

Atam sen rahat uyu

Bekçisiyiz cumhuriyetin



İnsanlıkla ün aldı,

Tarihinde bu millet

Atamdan eser kaldı

Ülkümüz cumhuriyet



Atam sen rahat uyu

Yolcusuyuz biz hürriyetin

Atam sen rahat uyu

Bekçisiyiz cumhuriyetin

CUMHURİYET MARŞI


Cumhuriyet, cumhuriyet, en güzel şey hürriyet
Nice zahmet, nice emek verdi sana bu millet!

Gazimin sen en büyük yadigarısın bana

Nice zahmet, nice emek verdi sana bu millet!



Dalgalansın her tarafta şanlı Türk’ün bayrağı

Korumaktır ve yüceltmek azmimiz bu toprağı!

Bu vatan hiç sensiz olmaz, ey güzel cumhuriyet

Milletim öyle demiştir ; ya ölüm, ya hürriyet

EVREŞE YOLLARI

Evreşe yolları dar, dar

Bana bakma benim yarim var

 Bir fırın yaptırdım

Doldurdum ekmekleri

Gel beraber yiyelim

 Yaptırdım börekleri

Arkandaki yeleği

 Ben örmedim mi yarim

 Kızlarla konuşurken

 Ben görmedim mi yarim

 Yeleğimin içinde

Mavi boncuk nazarlık

Benim yare hediyem

Bir ufacık gerdanlık

KARDAN ADAM ŞARKISI

Kardan adam yapalım

 Gözüne kömür takalım

 Üşüyor bu havada

Şapkayı giydir başına

 Üşüyor bu havada
 Şapkayı giydir başına

 Kardan adam yapalım
 Burnuna havuç yapalım

 Üşüyor bu havada
 Atkıyı dola boynuna

 Üşüyor bu havada
 Atkıyı dola boynuna

DOSTLUK

Dostluğun biz sevgisiyle
Toplandık her an burda
Bu sevgi bağı kopmaz hiç
Dağılsak bir gün yurda
 Bu güzel günü andıkça
 Çarpacak kalbim benim
 Bu sevgiyle sonsuza dek
Uzanır sana elim

Çocuklarla İlgili Olarak Uzman Önerileri

Bazı anne-babalar çocuk yetiştirmenin zor zanaat olduğunu, ne kadar çaba gösterirlerse göstersinler çocuklarında sorunlar yaşayacaklarına inanırlar. Oysa, temel bazı ilkeler izlendiğinde, çocuk yetiştirmek, zorlayıcı ama zor olmayan, sade ve yalın bir süreçtir.




Çocuk yetiştirme ile ilgili olarak uzmanların bazı önerileri şunlar:



- Çocuğunuzun 3 yaşına kadar “Evet” ve “Hayır” kavramlarını iyi öğrenmesini sağlayın.

- Çocuklar en iyi eğlenirken oyun oynarken öğrenirler. Hikayeler masallar öğrenmelerine yardımcı olur.

- Farkında Olmadıklarında (Bir Şey Öğretildiğinden) Daha Kolay Ve Daha Rahat Öğrenirler.

- Çocuklar Deneyerek Ve Taklit Ederek Öğrenirler.

- Çocuklar Pasif Bir Dikkatle Odaklandıklarında Daha İyi Öğrenirler.

- Hazır Olduklarında Öğrenebilirler.

- İyi Alışkanlıklar Tekrarlarla Öğrenilir.

- Öğretirken Canlı, Hareketli, İlgili, Heyecanlı Olunuz. Açık, Sade, Olumlu, İnançlı Sözcükler Kullanınız.

- Zaman Zaman Onun Size Öğrendiklerini Anlatmasına Ve Öğretmesine İzin Veriniz.

- İyi Bir Dinleyici Olunuz Anlamak İçin Çaba Gösteriniz.

- Çocuğunuzu Meşgul Etmeyi Ve Dikkatini, İlgisini Yönetmeyi Öğreniniz. Şaşırtıcı Taktikler Kullanınız.

- Gözün Görmediğini Gönül İstemez, Ona Uygun Ve Temiz Bir Ortam Oluşturunuz.

- Çocuğunuza Mutlaka Farklı Seçenekler Sununuz. Böylece Kararlarının Sorumluluğunu Üstlenmesine Yardımcı Olursunuz.

- Şefkatli, Merhametli Ve Adaletli Olunuz Ki, Merhamet Ve Adalet Arasındaki Dengeyi Kurmayı Öğrensin.

- Gerekmedikçe Hayır Demeyin.

- Her Zaman Pozitifi Vurgulayın.

- Bir Huzursuzluk Ve Gerginlik Anından Sonra Onların Kendi Merkezlerine Dönmelerine Yardımcı Olun.

- Çocuklarınızı Yanlış Davranışlara Ve Alışkanlıklara İten Şartları Ve Çevreyi Yaratmayın.

- Üzüldüğünde Üzüntüsünün Nedeninden Uzaklaştırın.

- Yaramazlıklarını Mümkün Olduğunca Görmemeye Çalışın.

- Ceza Vermektense Teşvik Edin.

- Azarlamadan Ve Küçük Düşürmeden, Tekrar Tekrar Anlatınız.

- Ne Söylediğini Ve Yaptığını Değil Ne Söylemeye Çalıştığını Anlamaya Çalışınız.

- Beklentileriniz Ve İstekleriniz Onun Yaşına Ve Özelliklerine Uygun Olmalıdır.

- Ceza Suça Uygun Olmalıdır. Çocuklar Neden Ceza Gördüklerini Anlamalıdırlar.

- Yargılamalar Anında Olmalıdır.

- Ne Olup Bittiğini Bir De Onun Ağzından Dinleyiniz. Cezalar İlginç, Yaratıcı Ve Anlamlı Olabilir.

- Yeteri Kadar Sert Yeteri Kadar Bağışlayıcı Olunuz.

- Azarlama Bir Dakikadır Uzatmayınız.

- Cezalandırdığınızda Açık, Kesin Ve Kararlı Olunuz. Cezayı Tam Uygulayınız.

- Kin Tutmayınız.

- Gerçekten Kötü Bir Şey Yaptığında Ona Yardım Ediniz.

- Öğütlediğiniz Şeyi Kendinizde Uygulayınız.

- Sorumluluk Ve Beceri Geliştirmesine Yardımcı Olunuz. Güçlü, Dayanıklı, Sabırlı Ve Kararlı Olmasına Yardımcı Olunuz.

- Değer Yargılarının Ve İlkelerinin Oluşmasına Yardımcı Olunuz. Açık, İçten, Dürüst, Sevecen Barışçı, Paylaşımcı Olmasına Yardımcı Olunuz.
1. ADIM EŞİT SORUMLULUK



Öncelikle anne ve baba çocukla aynı derecede ilgilenmelidir. Bir evde izinleri babanın vermesi, yasakları annenin koyması son derecede sakıncalıdır. Anne ve baba, çocuklara karşı uygulayacakları davranışlarını ortak olarak belirlemelidirler. Örneğin çocuklar geceleri yataklarına yattıkları zaman hep anneleri yanlarında oluyorsa, zamanla baba önemini kaybetmeye başlar. Bazı geceler, bu görevi baba üstlenmelidir. Çocuklar karşılarında hep annelerini gördükleri için ister istemez annelerine bağımlı olurlar ve baba otoritesini kaybetmeye başlar. Anne ile babanın çocukların bakımını, eğitimini paylaşmaları birçok sorunu ortadan kaldırır.


2. ADIM ONLARI DİNLEYİN


Anne ve babalar, çocukları dinlemeyi bilmeliler. Küçük çocuğun yarım cümlelerle anlatmaya çalıştıklarını anne de baba da büyük bir dikkatle dinlemeli. Çocuk, fikirlerini büyüklerine rahatça açıklayabilmeli. Çocuklar, duygu ve düşüncelerini anne ve babalarına rahatça açıklayabilirlerse, kişilikleri kısa zamanda gelişir. Psikolojik sorunlardan uzak kalırlar. Sözlerle duygularını anlatamayan çocukların hırçın ve saldırgan olduklarını unutmayalım. Çocukların saldırganlığa yönelmelerini önlemek anne ve babaların görevi olmalı.


3. ADIM HOŞGÖRÜ ŞART
Bir evde elbette belirli bir ölçüde disiplin olmalı. Çocukları sıkmadan, isyan ettirmeden disiplin kurmak ancak sevgi ve hoşgörüyle mümkün olur. Çocukları karşınıza alıp, katı kurallarınızı sert bir sesle sıralamaktan kaçınmalısınız. Küçük afacanlara, kurallar, tatlı bir dille, bazı örnekler verilerek açıklanmalı. Büyüklerin kararlarını çocuklara sürekli açıklamaları da sakıncalıdır. Aile içinde kararların birlikte verilmesi, çocukların kendilerini önemsemelerini sağlar. Bu da çocuğun zihinsel bakımdan gelişmesi için gereklidir.
4. ADIM SAYGI ÖNEMLİ
Büyüklerin çevrelerindeki kişilerle ilişkileri çocuklara örnek olur. Çevresindekilere saygılı olmayı, çocuk büyüklerinden öğrenir. Anne ile babanın birbirine saygılı davranması, çocukların üzerinde olumlu etki yaratır. Öğretmenler, büyük anne ve büyük babalar, arkadaşlar ve apartman komşuları ile iyi ilişkiler içinde olmayı çocuk büyüklerinden öğrenecektir.

5. ADIM TV SÜRESİNİ KISALTIN
Çocukların televizyon izledikleri süreyi belirlemek gerekir. Evinin işlerini yapmaya çalışan anne, çocuğunu televizyon karşısına bırakıp kendi işine dalmamalı. Çocuklara tek eğlence ve meşguliyetin televizyon izlemek olmadığı öğretilmeli.


Kendinizi gösterin Yetişme çağınızda size gösterişten kaçınmanızı söylemiş olmalılar. Fakat doğru insanların dikkatini çekmek istiyorsanız, bu eski uyarıyı göz ardı etmek zorundasınız. Başkalarının karşısında ezilip büzülmek yerine, kendinize güvendiğinizi belli etmeniz çok daha olumlu bir etki yaratır. Kabuğunuza çekilip yaşamakla bir yere varamazsınız. Toplum içinde yerinizi almalısınız. Size yakışan bir kıyafetle kendinize güveninizin tam olduğunu belli edecek bir davranış içinde olursanız, farkedilirsiniz. Kendinizi göstermeye çalışırken, dış görünüşünüzün fazla abartılı olmamasına dikkat edin.
Konuşmanın yararları Kadınların fazla konuşmalarının doğru olmayacağını iddia edenlere inanmayın. Konuşkan kadınlar her zaman dikkat çeker, ama tabii konuşmadan konuşmaya fark var. İncir çekirdeğini doldurmayan bir konu üzerinde dakikalarca laf üretmek doğru olmaz. Güncel konulara ilişkin düşüncelerinizi mantıklı bir şekilde sıralamanız, çevrenizdekiler üzerinde olumlu bir etki yaratır. Çeşitli konularda fikir üretmeyi başarmalısınız. Geçmişteki deneyimlerinizden söz edebilirsiniz. Kendinizi daha iyi tanıtmak için elinize geçen fırsatları değerlendirmelisiniz.

Abartıdan korkmayın Bildiklerinizden fazlasını biliyormuş gibi davranmanız, çevredekilerin sizinle daha çok ilgilenmelerini sağlayabilir. Ama hiçbir şey bilmeden, kendinizi bir bilgi küpü gibi göstermeniz elbette imkansızdır. Bilginizi artırmanın yollarını aramalısınız. Eğer dikkatli davranırsanız, başkalarından çok şey öğrenebilirsiniz. Öğrendiklerinizi çevrenizdekilere aktarmanızda hiç bir sakınca yok. Bilgili ve kültürlü kadınlar her zaman ilgi odağı olurlar.


Bir stiliniz olsun Giyimin büyük önem taşıdığını unutmayın. Her zaman göz alıcı kıyafetler giyemezsiniz. Sade giyindiğiniz zaman kimsenin sizi farketmediğini düşünmekte haklısınız. Giyim konusunda yapılacak en akıllıca uygulama, belirli bir stile sahip olmaktır.

Fırsatları kollayın Karşınıza çıkan fırsatları iyi değerlendirebilirseniz, istediklerinizi elde etmek yolunda bir adım daha atmış olursunuz. Her zaman fırsat arayışı içinde olun ve karşınıza bir fırsat çıktığı zaman bunu mutlaka değerlendirmeye bakın.


Eğitimciler çocuk haklarını bilmiyor

Çocuklar nereye?
Sıcaklar bastırdı, okullar yine haziranın sonlarına sarktı. Eskiden benim bildiğim mayıs sonu veya haziran başı tatile girilirdi... Çocuklar böyle çılgınlaşmaz, anneler babalar bunca bunalmazdı. Yeni çıkmış (turfanda) erik, kiraz ve kayısılarla tatil başlamış olurdu. Şimdi nerdeyse karpuz kabuğu suya düştüğünde (temmuz) tatile girilecek...

Bilirsiniz karpuz kabuğunun suya düştüğü günler, eski bir anlayışa göre yüzmek için en uygun zamandır. Bu Marmara için böyledir. Akdeniz, Ege bu değerlendirmenin dışındadır... Ne var ki işin boş tarafı karpuzlar artık erken geliyor ve insanlar Marmara sahillerinde yahut havuzlarda yüzme mevsimini daha Mayıs ayında başlatmış oluyorlar.

Çocuklardaki aşırı taşkınlığın sebebini öğretmenlere sorduğumuzda “Mevsim icabı...” diyorlar. Doğrusu içleri enerji kaynayan öğrencileri bunca sıkıntıya sokmanın anlamını bulamıyor, bilemiyorum. Sene içi tatillerin çokluğundan eğitimin aksamaması için alınan bir tedbirmiş. Yazın en verimli günlerinde o sınıflar, o komutlar ve buyruklar çekilir mi? Derken çabucak geliveriyor Eylül... Bu defa da pastırma sıcakları başlamıştır. Haydi bakalım, çocuklar sırt çantalarıyla yine okullarına revan olmuşlardır.

Gelin şu sene içi tatillerini daha dengeli bir biçimde uygulayalım da oyuna gezmeye hasret çocukların güzelim mavi yeşil günlerine el koymayalım!

Parkta oynayan çocukları seyrediyorum. Çoğu ekonomik bakımdan “geçimli” ailelerin çocukları... Bisikletleri, direksiyonlu, hareketli mini arabaları, topları, patenleri ile kaygısız dolanıyorlar. Hepsi de mahpusluktan kurtulmuşçasına taşkın, deli. Üstleri başları, tişörtleri, adidasları mükemmel. Çoğu kolej öğrencisi...

Gelgelelim hallerine, konuşmalarına bakıyorum, edep çekinme yanlarından geçmemiş. Kimisi sayın mühendis beyin çocuğu, kimisi sayın müdürün, işadamının... Aman Allahım, ne konuşmaları bir şeye benziyor, ne halleri, davranışları. Enseye oturmalar, herhangi bir sokak çocuğunun ağzından farksız, hatta onu aşmış küfürler, utanmazlıklar...

Eksik olmasın televizyonlarımız, Kemal Sunallar, Levent Kırcalar, Reyting Hamdiler... Her cümlenin arasına küfür katmada, utanılası el kol hareketlerini öğretmede birbirleriyle sanki yarışa çıkmışlar. Hele pekçok çocuk arasında yaygın bir kol hareketi var ki o da Devlet Sanatçısı Levent Kırca’nın Clinton taklidinden çocuklara armağan.

Bunlar varoş çocukları değil, çoğu halli vakitli. Ama tek öğrendikleri şey sınavlardan yüksek not almak; öğretmenlerin de sanırım en büyük beklentileri bu. Bir insanı hayata hazırlayan sadece not ve ders değerlendirmeleri olamaz, olmamalı. Bunu kaç kez yazdım, dile getirdim.

Anneler babalar çocuklara ders çalışmaya yönelik telkinlerin dışında ne veriyorlar, doğrusu merak ediyorum. Evet anne babanın çabası bir noktaya kadar geçerli, ötesi televizyonlardır, sokaklardır, çevre dediğimiz kozmopolit, yedi başlı, seksen ayaklı canavardır...

Gelin de onun kıskaçlarından kurtulun ya da uzak durun bakalım...



Çocuk yetiştirme sanatı



Çocuk; sevgi, dostluk, saflık gibi hatıra gelebilecek en güzel vasıfları haiz... Çünkü Peygamber efendimiz, (Her çocuk İslam fıtratı üzere doğar) buyuruyor. Yani, iyiliklere, güzelliklere haiz olarak doğuyor. Zamanla ana babanın ve çevrenin etkisiyle bozulabiliyor.

Çocuk; hayatımızın nadide çiçekleri, zirvelenen sevgimizin sebebi...

Çocuk; gönlümüzün sevinci, evimizin neş’esi, sevgimizin meyvesi...

Çocuk; başımızın tacı, fakat derdi de acı, sevinci huzur kaynağı...

“Çocuk boş bir küptür. Zamanla, ailesi ve çevresi tarafından verilenlerle dolar” derler.

Küpü doğru doldurmak, zarar vermemek her ailenin temel görevi. İsteği, ayrıca. En değerli varlığımız olan çocuklarımızın yetişmesi, ileride iyi meyveler vermesi gayemizdir elbette.

Hal böyle olunca üstlerine titreriz. Hani yemeyiz yediririz, giymeyiz giydiririz ya onları. Sevgili evladımızın önce kendine, sonra ailesine, çevresine ve çerçeve genişledikçe etrafındakilere karşı sorumlulukları kazanmaları, olması gerektiği gibi olması için, adeta paralarız kendimizi.



İyi kitap seçmeli

Her konuda olduğu gibi işi ehlinden öğrenmek, bilenden sormak, doğrusu... Bu itibarla kitaplar, dergiler alır, arkadaşlara danışır-yardımlarını isteriz kimi zaman. Danışmak her zaman doğruya, iyi çözüme yaklaştırıcı unsur.

Önemli olan, çocuk eğitiminden anlayan kimselerden almak tavsiyeyi. Bazen bir kâbus gibi üzerimize çöken evladı yetiştirme, anlama çabası böyle yollarla doğru cevaba ulaşır.

Kitap, şüphesiz en iyi dost... Hepimizin, özellikle yetişme çağındaki çocuklarımızın. Çocuklarımıza okuma alışkanlığı kazandırmanın yanında, onları, değerlere uygun donatacak kitap ve çeşitli yayınlarla tanıştırmak da çok önemli.

Burada hepimizin yoluna gizlenmiş çıkmazlar yaşamak sözkonusu.

Bir arkadaşım araştırmadan, çocuk kitabı almış. Çocuğuna okutmayı düşündüğü kitabı, tahlili için önce kendi okumuş. Netice umduğu gibi olmamış. Verdiği para ve yırtıp çöpe attığı kitapla kalmış.

İşi ehline sormak ve tahlili daha sonra yapmak muhakkak zaman ve hız kazandıracaktır. Bu konuda çok sıkıntı çekmiş biri olarak diyebilirim ki; danışma neticesi evime soktuğum Türkiye Çocuk Dergisi standartların çok üzerinde. 18 yıldır çıkarılan ve işinin ehli insanların elinden geçerek okuyucularına ulaşan bu dergide çocuklarım için aradıklarımdan çok fazlasını buldum.



Herkes ektiğini biçer

Toprağa ne ekilirse, o biçilir. Arpa eken buğday biçemez.

Onun için yetişme çağındaki çocukların ve gençlerin “ideal insan” olmaları için azami gayret göstermek şarttır.

Kimileri, “Bizim çocuğun tabiatı kötü. Nasihat kâr etmiyor” diyor.

Nasihatten nasihate, söylemekten söylemeye fark vardır.

Çocuk yetiştirmek elbette bir sanattır. Her san’atın da bir erbabı vardır.

Tek başına bir çocuğu yetiştirmek de mümkün değildir. İyi bir çevreye gitmeli, iyi insanlarla komşuluk etmelidir. Türkiye Gazetesi yayınları, Türkiye Çocuk gibi faydalı eserler okumalı ve okutmalıdır.

Her şeyi, zıttı kırar. Kötü huyları, iyi huylar yok eder. Bu bakımdan kendini zorla da olsa iyi işler yapmaya alıştırmalı, onları adet haline getirmelidir. Çocuk, işleri ve ahlâkı iyi olan insanlarla arkadaşlık ettirilirse, güzel huylar kendiliğinden onun tabiatı olur. Bu esaslar dahilinde çocuklar yetiştirilirse dünya ve ahıret saadeti elde edilir. Kıyamet günü, ana baba, çocuğuna öğretmesi gereken ilimlerden mesul olacak, vazifesini yapmamış ise, yahut kusur etmiş ise cezaya çaptırılacaktır. Çocuklarını İslâm terbiyesi üzerine yetiştirmiyenler, dünya ve ahiret felaketine maruz kalacaklardır. Ne mutlu çocuğunu İslâm ahlâkı ile yetiştirenlere...




















































...

KÖTÜ ÇOCUK YETİŞTİRMEK


Kötü çocuk yetiştirmek!..



Bahsedeceğim kitabın yazarı Salzman, araştırma yapmak için kırlara çıktığı rutin günlerinden birinde, çakıl taşları arasında güneşlenen yengeçleri görmüş...

Büyükçe olanı baba yengeçmiş; yanında iki tane yavru yengeç varmış... Salzman’ı fark eden baba yengeç, ters ters yürüyerek oradan uzaklaşmak istemiş... Onu gören yavru yengeçler de babayı taklit ederek ters yürüyüşe geçmişler...

Bu olay, Salzman’ın beyninde yeni fikir doğurmuş;

“-Çocuklar, anne ve babalarından gördükleri şeyleri taklit ediyor ve sonuçta onlara benziyorlar...”

Yetişkinleri eğitmede yeterince faydalı olmayan Salzman, yengeç olayından sonra kesin olarak çocuk eğitimine dönmeye karar vermiş...

İşte o Salzman, “Kötü Çocuk Yetiştirmenin Yolları”nı kaleme almış... Maddeler halinde yazılmış kitapta, küçük hikayelerle örnekler var...


Cesaretsiz ve güvensiz çocuk yetiştirmenin yolları...

Çocuklarınızdan her şeyin en mükemmelini yapmalarını isteyin.

Yaptıkları her işte mutlaka bir hata bulun ve bir daha hata yapmaması için uyarın.

Onları başarılı komşu ya da akraba çocukları ile kıyaslayın.


Herkesin önünde hatalarını yüzüne vurun, utandırın.

Beceriksiz ve pısırık çocuk yetiştirmenin yolları...

Yemeğini siz yedirin, elbisesini, ayakkabılarını siz giydirin.

Kendi baslarına iş yapmasına izin vermeyin.

Sizin yardımınız olmadan bir iş beceremeyeceğini söyleyin.

Çocuğa aşağılık duygusu tattırmanın yolları...

Dürüstlüğün karın doyurmadığını ,paranın her kapıyı açtığını, fakirliğin utanç veriri bir hayat olduğunu anlatın.

Babalarının mesleğini beğenmiyorlarsa söylememelerini, gerekirse iyi bir meslek söylemelerini tembih edin.

Kendilerinde ne olursa olsun, hep başkalarında olanın iyi olduğunu vurgulayın.

Çocukları inatçı yapmanın yolları

Çocukların her istediğini yerine getirin.

Onları oyuncak ve hediye yağmuruna tutun.

Her işi mutlaka bir ödül karşılığı yaptırın.

Çocukları yalana alıştırmanın yolları...

Onlara yerine getiremeyeceğiniz sözler verin.

Başkalarına yalan söyleyerek çocuklarınıza örnek olun.

Küçük bir suç işledikleri ve bunu dürüstlük söyledikleri zaman basın dayağı.

Tembel ve sorumsuz çocuk yetiştirmenin yolları...

Onlara görev vermeyin , sorumluluk almasınlar.

Hayatta çalışarak kazanmanın en zor iş olduğunu anlatın.

Çalışmadan daha rahat hayatın olduğunu sık sık ifade edin.

Sağlıksız çocuk yetiştirmenin yolları...


Onların üstüne titreyin, hastalanmaması için hiçbir yere çıkarmayın.

En küçük bir rahatsızlıkta ilaca sarılın.

Hazır yiyecekler verin, tembel bağırsaklara sahip olsunlar.

Kardeşlerine karşı kıskanç yapmanın yolları...

Çocuklardan birini cezalandırırken, diğerini ödüllendirin.

Birbirlerine hakaret ettikleri zaman ses çıkarmayın

Kavga ettikleri zaman suçun kimde olduğunu araştırmadan hepsine birden sıra dayağı çekin.

Okuldan ve okumaktan soğutmanın yolları...

* Çocuğunuza küçük yaşlarda okuma yazma öğretin.

* Ders çalışmadığı zaman oyun oynamasına izin vermeyin.

* Ona yaşının üstünde bilgi yükleyin.

Korkulu rüya görmelerini sağlamanın yolları...

* Onlara hortlak ve cadı masalları anlatın.

* Sihirbazlardan büyücü ve hortlaklardan bahsedin.

* Uyumak istemediği zaman çingenenin kapıyı tıkladığını söyleyin sesler çıkarın.

SAKARYA ŞİİRİ













İnsan bu, su misali, kıvrım kıvrım akar ya;

Bir yanda akan benim, öbür yanda Sakarya.

Su iner yokuşlardan, hep basamak basamak;

Benimse alın yazım, yokuşlarda susamak.

Her şey akar, su, tarih, yıldız, insan ve fikir;

Oluklar çift; birinden nur akar; birinden kir.

Akışta demetlenmiş, büyük, küçük, kâinat;

Şu çıkan buluta bak, bu inen suya inat!

Fakat Sakarya başka, yokuş mu çıkıyor ne,

Kurşundan bir yük binmiş, köpükten gövdesine;

Çatlıyor, yırtınıyor yokuşu sökmek için.

Hey Sakarya, kim demiş suya vurulmaz perçin?

Rabbim isterse, sular büklüm büklüm burulur,

Sırtına Sakaryanın, Türk tarihi vurulur.

Eyvah, eyvah, Sakaryam, sana mı düştü bu yük?

Bu dâva hor, bu dâva öksüz, bu dâva büyük! ..

Ne ağır imtihandır, başındaki, Sakarya!

Binbir başlı kartalı nasıl taşır kanarya?

İnsandır sanıyordum mukaddes yüke hamal.

Hamallık ki, sonunda, ne rütbe var, ne de mal,

Yalnız acı bir lokma, zehirle pişmiş aştan;

Ve ayrılık, anneden, vatandan, arkadaştan.

Şimdi dövün Sakarya, dövünmek vakti bu ân;

Kehkeşanlara kaçmış eski güneşleri an!

Hani Yunus Emre ki, kıyında geziyordu;

Hani ardına çil çil kubbeler serpen ordu?

Nerede kardeşlerin, cömert Nil, yeşil Tuna;

Giden şanlı akıncı, ne gün döner yurduna?

Mermerlerin nabzında hâlâ çarpar mı tekbir?

Bulur mu deli rüzgâr o sedayı: Allah bir!

Bütün bunlar sendedir, bu girift bilmeceler;

Sakarya, kandillere katran döktü geceler

Vicdan azabına eş, kayna kayna Sakarya,

Öz yurdunda garipsin, öz vatanında parya!

İnsan üç beş damla kan, ırmak üç beş damla su;

Bir hayata çattık ki, hayata kurmuş pusu.

Geldi ölümlü yalan, gitti ölümsüz gerçek;

Siz, hayat süren leşler, sizi kim diriltecek?

Kafdağını assalar, belki çeker de bir kıl!

Bu ifritten sualin, kılını çekmez akıl!

Sakarya, sâf çocuğu, mâsum Anadolunun,

Divanesi ikimiz kaldık Allah yolunun!

Sen ve ben, gözyaşiyle ıslanmış hamurdanız;

Rengimize baksınlar, kandan ve çamurdanız!

Akrebin kıskacında yoğurmuş bizi kader;

Aldırma, böyle gelmiş, bu dünya böyle gider!

Bana kefendir yatak, sana tabuttur havuz;

Sen kıvrıl, ben gideyim, Son Peygamber Kılavuz!

Yol onun, varlık onun, gerisi hep angarya;

Yüzüstü çok süründün, ayağa kalk, Sakarya! ..



NECİP FAZIL KISAKÜREK (1949)

Atatürk ölmedi

Atatürk ölmedi

Yüreğimde yaşıyor

 Uygarlık savaşında

 Bayrağı o taşıyor

Her gücü o aşıyor

 Türklüğe güç veren devrimler senin

Yurduma çizdiğin aydın yol senin

Gençlik senin, sen gençliğinsin

 Ölmedin ölemezsin(2)

ANKARA MARŞI (Ankara Ankara Güzel Ankara )

Ankara Ankara Güzel Ankara

 Seni görmek ister her bahtı kara

Senden yardım umar her düşen dara

Yetersin onlara güzel Ankara

 Burcuna göz diken dik başlar insin

 Türk gücü orada her zoru yensin

 Yoktan var edilmiş ilk şehir sensin

 Varolsun toprağın taşın Ankara

ALAY MARŞI


Annem beni yetiştirdi

 Bu vatana yolladı

 Al sancağı teslim etti

 Allaha ısmarladı

 Boş durma çalış dedi


 Hizmet eyle vatana


Sütüm sana helal olmaz

Saldırmazsan düşmana

Arş arş arş ileri marş ileri

Türk askeri dönmez geri

 Yastığımız mezar taşı

Yorganımız kar olun

 Biz bu yoldan döner isek

Namus bize ar olsun

 Ne şereftir ölmek bize

 Bu güzel vatan için

 Yanar yürek yurt aşkıyla

 Daima için için

 Arş arş arş ileri, marş ileri

AKDENİZ MARŞI (Yaslı gittim şen geldim )








Yaslı gittim şen geldim

 Aç koynunu ben geldim

 Bana bir yudum su ver

Çok uzak yoldan geldim





 Varsın yansın ocağım

Kurtuldu al sancağım

Bayrağımın altında

 Ben hür yaşayacağım


 Deniz deniz Akdeniz

 Suları berrak deniz

 Karşımda yar ağlıyor

 Gideyim bırak deniz

Related Posts with Thumbnails